Beyaz Altın
Tuz, ilk bakışta Sodyum Klorür (NaCl) olarak tanımlanan basit bir bileşiktir. Tarihi ise neredeyse insanlığın tarihi kadar eskiye gider.
Besinleri saklamak ve uzun süre muhafaza etmek için insan yaşamında yerini alan tuz, zamanla kendine yüzlerce farklı kullanım alanı edinmiştir.
Günümüzde tuz; dericilikten, hayvan besiciliğine, temizlikten gemiciliğe uzanan yaklaşık 10.000 ? farklı sektörün vazgeçilmezi haline gelmiştir. Kaynaklarda tuzu ilk olarak, Mısırlıların Nil deltasında suyu buharlaştırarak elde ettiğini görüyoruz. Zamanla tuzun yemekler dışında kullanım alanları keşfedildikçe, tuz küçük kentlerin birer metropole dönüşmesine yetecek kadar ciddi değer kazanmıştır.
Tuzun tarihteki adı da bu değeri simgeler nitelikte; ‘beyaz altın’dır. Hatta tuz, Roma’da para yerine geçen bir ödeme aracı olarak da kullanılmış, Lejyonerlerin maaşları tuz ile ödenmiştir. İngilizce maaş anlamına gelen ‘salary’ sözcüğünün kökeni ‘salt’ yani tuzdan gelmektedir. Çin, Roma, Fransa, Venedik gibi pek çok coğrafyada tuz vergisine rastlanması da yine tuzun sosyal ve ticari yaşamdaki önemini anlatan örneklerdendir.